25.02.2024
Astrolojinin, günümüzden çok uzun zaman önce, insanların geceleyin gökyüzündeki yıldızlara bakarak bu yıldızların ne olduğunu, yaşamları üstünde ne etkiler yaptığını merak etmelerinden doğduğu söylenir. MÖ 2500 yılında, Mezopotamya'da, gezegenlerin insanın kaderini etkileyen güçlü tanrılar olduğuna inanılmaktaydı.
Astroloji, başlangıçta astronomi ile yakından ilişkiliydi. Gök cisimlerinin hareketlerini gözlemlemek ve yorumlamak için kullanılıyordu. Ancak zamanla, astroloji daha çok bir kehanet aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bugün dünyamızda milyonlarca insan, astrolojinin insan karakteri ve kaderi hakkında bilgi sağlayabileceğine inanmaktadır. Özellikle son yıllarda gezegenimizde yaşamakta olduğumuz salgınlar, doğa felâketleri, ekonomik krizler ve bölgesel savaşlarla popülerliğinin daha da arttığını söyleyebiliriz.
Dünyamızın amiral gemisi olarak yer aldığı samanyolu galaksimizdeki gezegen hareketlerinin ve pozisyon değişimlerinin gezegenimiz üzerinde önemli etkiler yarattığını kabul etmemiz gerekir. ‘Depresyon’ başlıklı yazımızda bu konuya yer vermiştik. Bilimsel araştırmaların, atmosferdeki manyetik dalgaların hava durumundaki değişimler yoluyla bizi etkilediğini öne sürdüğünü ve bunun doğrudan düşünce ve davranışlarımıza yansıyabileceğinden bahsetmiştik. Bilim adamlarının bu durumu, atmosferimizi çevreleyerek bizi koruyan iyonosfer tabakasından yansıyan Schumann rezonansları sonucu olabileceğini öne sürdüğünü belirtmiştik. Bu etkileşimle ilgili Kanada da Laurentian Üniversitesi Davranışsal Nöro Bilim Laboratuvarının 184 kişi üzerinde 3.5 yıl süren araştırma bulgularına yer vermiştik.
Galaksimiz için büyük önem taşıyan bir genetik evrim gezegeni olan Dünyamız ‘tesirler mekanizmasının’ etkisindedir. Tesirler mekanizması, ay da dâhil galaksimizdeki gezegenlerin hareketleri ve çeşitli yer değişimleri yoluyla dünyamızı etkisi altına alır. Biz insanlar birer enerji kütleleri olarak yine bir enerji kütlesi olan gezegenimizle birlikte bu mekanizmanın etkisi altında yaşamlarımızı sürdürmekteyiz. Tesirler mekanizmasının etkisiyle yaşamakta olduğumuz bireysel ruhsal durumların dünyamıza olaylar yoluyla yansımaları yaşamlarımızı doğrudan etkilemektedir.
Diğer yandan astrolojinin, tesirler mekanizmasının dünyamız üzerindeki etkilerini yorumlarken konuyu bir popüler ilgi odağına dönüştürebildiğini de gözlemlemekteyiz. Dünyamızda her saniye, evet her bir saniye doğum ve ölümler yoluyla giriş ve çıkışların yüz binli sayılar olduğu gerçeğinden yola çıkarsak burçlarla bunu basitleştirmek ne kadar gerçekçi olabilir?
Diğer yandan Dünyamızda son yıllarda yaşamakta olduğumuz salgınlar, doğa felâketleri, ekonomik krizler ve bölgesel savaşlar gelecek kaygısını tetiklemektedir. Tetiklenen kaygılar, kendini güvende tutarak rahatlama dürtüsüyle insanların çeşitli kaynaklara başvurmasına neden olmaktadır. Bunun başında astrolojinin kehanetleri yer almaktadır.
İnsan ve Gelecek Kaygısı’ başlıklı yazımızda kontrolümüz dışındaki geleceği düşünmenin zihinsel enerjimizi boşa tüketip sadece kaygı yaratacağını öne sürmüş bunun yerine bugünün bize sunduklarını yaşayarak ve çözüm bekleyen güncel sorunlarımıza odaklanarak huzur bulup rahatlayabileceğimizi belirtmiştik.