14.02.2025
Ülkemin
ve dünyanın değerli eğitmenleri, liderlik modellerini anlatırken liderin takım
bireylerinin gelişimine destek vermesinin önemini vurgularlar. Bunun
gerçekleşebilmesi için liderin nasıl doğru geri bildirimler verip koçluk
yapması gerektiği ele alınır.
Övücü
geri bildirim ile amaçlanan doğru bir davranışı takdir ederek devamını
sağlamakken eleştirel geri bildirimle bir davranışın düzeltilmesi ve
geliştirilmesi amaçlanır. Bu noktada önemli bir sorun ortaya çıkar. Bir insan eleştirildiği zaman ne hisseder
ve bu nasıl bir tepkiye neden olur?
Bir
eleştiri, yapan tarafından hangi amaç ve duyguyla yapılırsa yapılsın, eleştiri
yapılan kişi kim olursa olsun, hangi yaşta olursa olsun, zihinde oluşan duygu BAŞARISIZLIK duygusudur. Zira
eleştiriden algılanan mesaj: “Şunu ya da bunu eksik ya da yanlış yaparak
başarısız oldun” dur. Başarısızlık duygusuyla karşılaşan bir kişide zihinsel
mekanizmanın işleyişi inanılmaz bir hızla diğer duyguları tetikler. Bu duygular
YETERSİZLİK ve devamında GÜÇSÜZLÜK
tür. Böylece eleştirilen kişi şu mesajı almış olur. “Başaramadın çünkü yetersizsin. Bu yetersizliğinin nedeni ise güçsüz
olman”. Böylece eleştiriyi yapan bu eleştirisiyle eleştirdiği kişinin
zihinsel kayıtlarının derinlerinde var olan GÜÇSÜZLÜK duygusunu tetiklemiş
olur.
Eğer
zihinsel arınma yapılmamışsa hepimizin yaşam kayıtlarında yer alan güçsüzlük
duygusunun nereden kaynaklandığı bu video konumuzun dışında olduğu için
şimdilik bir kenara bırakıyoruz. Güçsüzlük duygusunun tetiklenmesi buna neden
olan kişide öfkelenmeye neden olur. Öfkelenen kişi tepkisini bulunduğu
pozisyonundaki gücüne göre ortaya koyacaktır. Eğer karşısındaki kişiye göre
kendisini güçsüz hissediyorsa öfkesine elinden geldiğince gem vuracak ve
eleştiriyi anlayışla karşıladığını göstermeye gayret edecektir. Diğer yandan
eğer kendini aynı güçte hissediyorsa tepkisi sertleşecek ve bir tartışma ortamı
oluşabilecektir Ancak eğer kendini daha güçlü hissediyorsa eleştiriyi yapan
kişiyi, güç göstererek onu yenmeye hatta eleştirisini geri alarak pişman etmeye
zorlayan bir çatışmaya sürükleyebilecektir. Açıklık getirmemiz gereken önemli
bir nokta da bazı liderlerin kullandığı ‘önce över sonra eleştirir sonra tekrar
överim’ yöntemi maalesef eleştirinin
övgüler arasına sıkıştırılsa bile bu etkisini kaybetmeyeceği gerçeğidir.
Liderin
bir takım bireyini düzeltip geliştirmeyi amaçladığı bir eleştirel geri
bildirimi ona doğrudan söylemek yerine koçluk
metoduyla karşısındakine bu eleştiriyi kendi kendine yapmasını sağlamasının
önemi burada ortaya çıkmaktadır.
Gerek
iş gerekse sosyal yaşamımızda düzeltme
ve geliştirme niyetli bir eleştirinin karşımızdakinde hiç ummadığımız
tepkilere neden olabileceğini ve bunun ilişkilerimize olumsuz yansıyacağı
gerçeğini bir daha hatırlatmak isterim.