14.02.2025
Kraliçe arıyı bilmeyen var mı? Bir kovanın oluşabilmesi için
yeterli sayıda arıyı üretip bir arada tutabilme gücüne sahip olan bu güçlü
genetik yapı biz insanların hayatta kalabilmesinde çok önemli bir işlevi yerine
getiriyor.
İş dünyasında ve politik arenada “İşte gerçek lider” diye
tanımladığımız kişilerin vasıflarına baktığımızda bir tanesi en öne çıkıyor.
Bu, liderin farklı kişilikleri BİRLEŞTİRME
VE BİR ARADA TUTABİLME gücüdür.
Biz insanlar kendimizi güçlü hissettiğimizde güvende
hissederiz. Güvende olduğumuz bir durumu ise korumaya çalışırız. Liderin takım
bireylerini bir arada takım olarak hedeflere yönlendirebilmesi bireylerin
liderleriyle birlikte olduklarında kendilerini GÜÇLÜ ve GÜVENDE hissetmelerine bağlıdır.
Liderlik
davranış modellerini kapsayan eğitimlerde liderlikle güç arasında bir bağ
olduğuna mutlaka değinilir. Lideri özellikle yöneticiden ayırarak farklı bir
platforma taşıyan bu gücün liderin takımını vizyonuna ortak ederek hedeflere
yönlendirebilmesi olduğunu biliyoruz.
Bu
noktada aklımıza şu soru geliyor? Bu güç nereden geliyor?
YouTube
kanalımda, Yaşam Üzerine başlıklı
oynatma listemde yer alan video dizimde, insan ve güç konusunu ele aldım. Dünya
tarihimizde yer alan değerli filozofların insanın güç peşinde koşma dürtüsünü
önemle vurguladıklarını düşünürsek bu güce ulaşmak için nasıl bir yol
izlediklerini bilmemiz önem taşıyor. Arzulanan güce ulaşmayı genel olarak iş
kariyerinde yükselme, maddi güç elde etme, sosyal statüye kavuşma, çevre
tarafından takdir görme, tanınma, şöhret olma gibi tanımlayabiliriz. Dışarıdan
alınan bu gücün aynı zamanda dışarıya bağımlılığa neden olduğunu ve bu
durumunda elde edilen gücün başkaları tarafından geri alınması kaygısını
beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. İş yaşamından bir örnek olarak yönetim
kurulunda söz sahibi olma pozisyonuna getirilen bir genel müdür her an şirketin
patronu ya da hissedarları tarafından işten çıkartılabilir. O kişiye bu durum
her zaman derinlerden gelen bir kaygı sızısının varlığını hissettirecektir.
Aynı şekilde halkın oylarıyla yönetimi ele geçiren bir taraf her zaman o halkın
bu gücü onlardan geri alacağı kaygısıyla eylemlerini gerçekleştirir.
Gerçek güç doğal güçtür. Bu doğal gücü insanın kendi
zihinsel yapısı içinde ürettiği bir tür enerjinin oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Bu enerjinin verdiği güç kendisini
CESARET olarak ortaya koyar. Cumhuriyetimizin kurucusu önderimiz Mustafa
Kemal Atatürk’ün yaşam öyküsü bunun bir ispatıdır. Dünyamızdan iş, savaş ve
ülke yönetimi alanlarında birçok cesur lider örnekleri verebiliriz.
Cesaret korkulardan arınmayı
gerektirir.
Bu korkuların başında insanın sahip olduklarını kaybetme kaygısı gelir.
Kaybetme kaygısından arınabilen bir kişi dışarıdan başkalarının ona verdiği
gücü yitirme kaygısı taşımadığı için başkalarına da bağımlı olmaz. Eylemlerini
hedeflerine göre yapar. Kararlarını kaygılardan arınmış bir zihinsel yapı ile
rahatça verirken gereken riskleri almakta tereddüt etmez.
Tekrar
etmekte yarar var. Dışarıdan alınan her
türlü güç yapaydır ve geçicidir. Gerçek güç insanın kendi içinden ürettiği
doğal gücüdür. Gerçek lider gücünü bundan alır.
Dünyamızdaki
evrim yolumuzda bilinç çağına
ulaşabildiğimizde bugün yapay güçlenmenin neden olduğu sömürü ve
çatışmaların son bulmasını diliyoruz.