14.05.2021
Şarkılarımızda, türkülerimizde ve edebi eserlerimizde kader kelimesine sıkça rastlarız. Kader günlük konuşmalarımızda da sıkça yer alır.
Kendimizle ya da bir başka kişiyle ilgi olarak olumlu, güzel bir gelişme olmuşsa bunu “kaderinde varmış” diye yorumlamazken başa gelen istenmeyen kötü bir şeyse bunu “Ne yapalım kaderim ya da kaderi böyleymiş” diye yorumlamayı yeğleriz.
Peki, karşılaşılan engeller, yaşanan sıkıntılar, zorluklar, acılar ve bunun gibi tüm olumsuzlukların nedeni kaderimiz midir? Bu kaderi değiştirebilir miyiz?
Dünya yaşamımıza bir kader planıyla başlarız. Bu plana evrim ya da gelişim planı da diyebiliriz. Kader planı yaşamımız boyuna yürümemiz gereken ana yoldur ve yaşayacağımız deneyimlerden oluşur. Yere düşen kar taneleri nasıl birbirlerinden farklıysa bu yol da hepimiz için farklıdır. Bu nedenle en büyük yanılgılardan biri de yaşamımızı başkalarıyla kıyaslamamızdır. Bu anlamsız kıyaslama bize sadece sıkıntı verir.
Dünyaya gözlerimizi açtığımız aile kaderimizdir. Ya da doğuştan gelen bir hastalığımız ya da bir engelimiz varsa bu da kaderimizdir. Bunları değiştiremeyiz. Ancak anne ve babamız başta olmak üzere varsa kardeşlerimizle kuracağımız ilişkiler kendi seçimimizdir. Aynı şekilde eğer doğuştan gelen hastalıklarımız ya da bedensel bir engelimiz varsa bunlarla birlikte nasıl yaşayacağımız yine kendi seçimimizdir.
Herhangi bir olayı yaşamak kaderdir. Zorunluluktur. Bununla beraber bir olayın kaç kez yaşanacağı kader değildir seçimdir. Böylece seçimlerimizle istemediğimiz durumlarla tekrar karşılaşmamak bizim elimizdedir. Sonuçta ana yolda kalarak kolay ve rahat ilerlemek ya da ana yoldan ayrılarak engebeli zorlu patikalara girerek bunun sonuçlarını yaşamak tamamen bizim elimizdedir.
İnsan kader planını kabul etmekte çok zorlanır. Bu kabulsüzlüğün en başında ailesi ve fiziksel özellikleri gelir. Aynı zamanda başa gelenleri talihsizlik ve kötü kader olarak değerlendirmek gerçeklerle yüzleşmekten kaçıştır. Bu kaçış sıkıntı ve devamında yaşanan acının artmasına neden olur. Kabulsüzlük ve başa gelenlerle ilgili olarak kaderi suçlama insanı ana yoldan uzaklaştırır.
Kabule geçen insan ise karşısındaki engelleri aşabilecek çözümlere odaklanır ve bir gayret içine girer. Bu yolu seçen insan önündeki engellerin giderek azaldığını fark eder. Bu durum onu sıkıntılarından arınıp rahatlamaya doğru götürür.
Biz ise bu yolu seçmiş kişilerin yaşamlarında gerçekleştirebildiklerini gördükçe onları takdir eder ve hayranlık duyarız.