TETİKLENME VE ÖFKE

9.07.2022 Bir haksızlığa uğramak, saygısız davranışla karşılaşmak, suçlanmak, hakkımızda dedikodu yapılması, dışlanmak, küçümsenmek, alaya alınmak, yüzümüze yalan söylenmesi, sevilmediğimizi, sömürüldüğümüzü fark etmemiz ve buna benzer olaylar, kendimizi başarısız, değersiz, yetersiz, çaresiz ve sonuç olarak güçsüz hissetmemize yol açarken bize bunu yaşatan kişilere de öfke duymamıza neden olur. Bu durumu tetiklenme olarak tanımlayabiliriz. Tetiklenme yaşam kayıtlarımızda yüklü olan duyguların tetiklenerek alevlenmesidir Bu alevlenme kendisini öfke olarak ortaya koyar. Derin zihinsel kayıtlarda biriken öfkeler her an tetiklenerek alevlenmeye hazır beklemektedir.

Bizi tetikleyen kişi eşimiz, bir aile bireyi, arkadaşımız veya işimizdeki yöneticimiz ya da bir çalışanımız olabilirken, trafikte bize ısrarla yol vermeyen bir sürücü de olabilir. Bazen sosyal medya üzerinden gelen bir mesaj bizi tetikler. İzlediğimiz bir film, dizi, bir açık oturumdaki kişi ya da televizyonda konuşan bir politikacı da bizi tetikleyerek ona karşı öfkelenmemize neden olabilir.

Bizi tetikleyen kişinin doğrudan bizi hedef alması gerekmez. Değer verdiğimiz birinin, bu ister aile bireyimiz ister bir dostumuz isterse tanışmadığımız biri kişi olsun, eleştirilerek değersizleştirmesi de bizi tetikleyerek bunu yapan kişiye öfkelenmemize yol açar.

Bir düşünce, görüş ya da bakış açısının değersizleştirilmesi de tetiklenmeye yol açabilir. Bu durumu televizyonda yer alan açık oturum programlarında sıkça görürüz. Özellikle yorumcular ve politikacılar birbirlerinin görüşlerini değersiz kıldıklarında tetiklenerek birbirlerine öfkelenirler.