29.03.2021
Günümüzde robot üretiminde geldiğimiz nokta bizi hem
şaşırtıyor hem de endişelendiriyor. Dün kardan adama benzer görünümde robotlar
üreten teknolojinin bugün görünüm olarak biz insanlara tıpatıp benzeyen,
dinleyebilen, soruları yanıtlayabilen ve hatta buna göre davranışlar sergileyen
gelişmiş robotlara doğru gelişimini izlemekteyiz. Geldiğimiz bu noktada,
robotları üreten biz olduğumuz için kendimizi farklı ve üstün bir yere
konumlandırıp “Onlar robot biz ise insanız” diyoruz. Farkımızın olduğu tabi ki
tartışılamaz ancak acaba benzerliklerimiz de var mı?
Bunu daha iyi anlayabilmek için birlikte bir robot üretelim
ve ona bir program yükleyelim. Bu robotumuza komutlarımızı, programına
yüklediğimiz sözcükler vasıtasıyla verelim. Ör: “Öfkelen” komutu verdiğimizde
öfkelensin, “Gülümse” komutu verdiğimizde gülümsesin vb. Böylelikle robotumuzu
programladığımız sözcüklerle dışarıdan rahatça yönetebilelim ve bize istemiş
olduğumuz tepkileri versin.
Şimdi kendi zihinsel yapımıza dönelim. Zihinsel yapımızın,
doğumumuzdan itibaren önce ailemiz, sonra okul yaşamı ve çevremizle başlayan
dışarıdan programlanma süreci sonucu oluşan değerlerimizle yaşamımızı
sürdürüyoruz. Bu değerlere göre düşünceler oluşturup davranışlar sergiliyoruz.
Herhangi bir kişi bizim değer verdiğimiz bir şeye değersiz yorumu yaparsa buna
olumsuz tepki gösteriyoruz. Diğer yandan değer verir ve düşüncelerimizi
onaylarsa onu kendimize yakın hissediyoruz. Dikkatinizi çekmek istediğim nokta,
bizim de ürettiğimiz robotlar gibi dışarıya bağımlı tepkiler vermemiz. Bu
tepkilerin farklı olması yaşam sürecimizde aldığımız deneyim kayıtlarının
farklılıklarından kaynaklanıyor.
Zihinsel yapımız dışarıdan yönlendirilebilme özelliğiyle
robotik yapısını ortaya koyarken, kendi ürettiğimiz robotlardan bizi üstün kılan
önemli bir özelliğine de vurgu yapmalıyız. Zihnimiz dışarıdan programlanma
sürecine paralel olarak kendi içinde de sürekli yeni programlar üretir. Gün be
gün karşılaştığı durumları değerlendirerek yeni düşünceler oluşturur ve
kendisini programlayarak yoluna devam eder. Bunun en iyi örneğini çevremizde
bize karşı davranışlarını değiştiren kişilerde görürüz. Diğer sık
karşılaştığımız bir örnek ise çevremizdeki bazı kişilerin radikal kararlar
alarak inançlarında, değer yargılarında ve yaşam tarzlarında büyük değişimler
yapmasıdır.
Önümüzdeki yıllarda teknolojinin kendi kendini
programlayabilen robotlar üretebileceğini düşünebilmek korkutucu değil mi?